
Felsefe Şiirleri
Deniz fenerinin ki gibidir: Aydının da ışığı. Birisi gemileri, diğeri insanları aydınlatır. Onların sayesinde: Gemiler ve toplumlar yollarını bulabilirler."Batmaktan" kurtulup ayakta kalabilirler. Yeter ki: Işıkları söndürülmesin.
Kelebeğin Çilesi
Herkes, beni sırf " yazarım"
Sanıyor!
Yanılıyor!
Oysa ki: Ben hem yazarım;
Hem de "silerim".
Tıpkı: Silgili bir kalem gibiyim:
Bir yanım: Yazar,
Diğer yanım da siler.
Kendi defterimin "kar" beyaz sayfalarında:
Doğru ve güzel olanı yazmaya çabalarken;
Diğerlerinin defterlerindeki yanlışları,
Görmemezlikten gelemem!
Nerede bir yanlış görsem;
Düzeltmeden de duramam!
Ya yanlışı silerim! Ya da sayfayı..!
Duygular Dile Geldi
Merhaba sayın okurlar.
Bu ikinci “DUYGULAR DİLE GELDİ” adlı şiir kitabımla sizlerle tekrar buluşmamın heyecanını yaşıyorum.
Uzun zamandır yazmış olduğum şiirlerimin bir bölümünü ilk kitabım olan “Yaşadığım Gurbet” adlı şiir kitabımda sizlere sunmuştum.
Yazmış olduğum diğer şiirlerimi de bu kitabımda toplayarak siz şiir severlere sunmak istedim.
Saygılarımla.
Laboratuardaki İblis
Yirmi birinci yüzyılda, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle, büyük bir "öz güven patlaması" yaşayan insanlık; kuruluşundan bu yana kendi yasalarına göre çalışan başta ekolojik sistem olmak üzere: Biyolojik ve jeolojik sistemlere müdahale ederek; kendi kurallarına göre değiştirmeye kalktı. İşte, başta bazı hastalıklar olmak üzere; birçok sorunlar da burada ortaya çıktı.
Felsefe Soslu Şiirler
YAKINDA SIRA GÖKYÜZÜNE DE GELECEK!............. İlahi nizama(Yaratılış Yasalarına) göre, yeryüzünün hiç bir yeri; hiç bir insana ve zümreye ait değildir. İnsani düzene göre ise gerçek tamamen farklı olup yeryüzü parsel, parsel yağmalanmış olup nehirler, göller, denizler ve hatta kıtalar bir avuç azınlığa ya da zümreye hizmet etmektedir. Söz konusu bu azınlıklar dünyanın kaynaklarını çeşitli yöntemlerle devşirip sömürmektedirler.
Şiirle Ağlamak
Her gün gözümün önünde isyana yol açan o kadar olaylar yaşıyorum ki, bunları bir şekilde kitaplarıma yansıtmasam ölürüm her halde! Osmanlıdan sonra dünyada Adalet yok, merhamet yok, sevgi yok, nezaket yok, zarafet yok, duygu yok. Öldürme var, yok etme var, terör var, katliam var, sömürü var, yoksulu ezmek var, doğal dengeleri bozmak var, hayvanları katletmek var...
Özlemek Sevmekse, Özlüyorum Seni
Dokunan hafif bir esinti, bir damla yaş, bir küçük kaçamak bakıştan ve bir tatlı sözden sonra yüreğin çeperlerine yapışıp kalan aşkın izleriyle dolu yaşamaktır belki de istenilen…
Özlemek sevgiyle yüreğe dokunmaksa; bir tatlı söz, bir gidenin ardından kalan iz, bir hüzün içindeki umutsuzluklarda bile, umut arayan kalple var olmaktır kimbilir belki de içimizde kalan…
Özlemek; aşkın gözyaşlarında, yarını olmayan aşklarda ve bir garip aşkın içinde bile mutluluğu, sevginin kanatlarında özlemle arayarak yazmaktır belki de sayfalarda saklanan…
Askerler
Soluk bej gömlekli nefti pantolonlu askerler…
Bellerinde tabancalar
Ellerinde piyade tüfekleri
Onlara en olmadık yerde rastlıyorum
İçlerinden biri beresini katlayıp apoletinin içine sokmuş…
Kimi nöbet tutuyor,
Kimi askeri kamyonlarla taşınıyor.
Sorarsanız insanlığı kurtarıyorlar…
Yok aslında!
Dünyayı yok etmeye gelmişler…
Öldürdükleri insan…
BAĞDAT