Kıyamet Gerçekliği
*{e-Kitap Projesi'nin Yayınlanan ilk Eseri}*
ESRARENGİZ ÇİFTLİK EVİ
Tarih: 1980’li yıllar.
Yer: İstanbul Sultançiftliği’nde terkedilmiş ıssız bir Köy Çiftliği.
Köyün hemen karşısında yer alan askeri bölgenin yakınındaki boş ve geniş arazide koyunlarını otlatan iki çoban, dinlenmek üzere çiftlik evinin kapısını hafifçe aralayarak içeriye girdiler.
More info →
Mesnevi (I. Cilt)
Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor, ayrılıkları nasıl anlatıyor: Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın… herkes ağlayıp inledi. Ayrılıktan parça parça olmuş, kalb isterim ki, iştiyak derdini açayım. Aslında uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar.
Ben her cemiyette ağladım, inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de. Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı. Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok. Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok. Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
More info →
Mesnevi (IV. Cilt)
Bu faydası en ulu olan en güzel konağa dördüncü göçtür. Bahçeler nasıl gök gürleyince sevinir, gözler nasıl uykuyla uzlaşırsa bunu görünce de ariflerin gönülleri öyle neşelenir.
Ruhların huzuru, bedenlerin şifası bu dördüncü göçtedir. Bu göç, tam ihlas sahiplerinin sevip istedikleri, yolcuların dileyip arzuladıkları gibidir. Gözlere nurdur, ruhlara neşe. Devşirenlere yemişlerin en güzeli,en iyisi…Dileklerin,isteklerin en hoşu,en ulusudur. Hastayı doktoruna çeker götürür. Aşıkı sevgilisine alır ulaştırır.
More info →
Yunus Emre Divanı
İnsan bir 'sevgi varlığı'dır, tin ile gövde gibi iki ayrı tözden kurulmuştur. Tin tanrısaldır, ölümsüzdür, gövdede kaldığı sürece geldiği özün ve yüce kaynağa, tanrısal evrene dönme özlemi içindedir. Gövde dağılır, kendini kuran öğelere ayrılır. İçinde insanın da bulunduğu tüm varlık evreni toprak, su, ateş ve yel gibi dört ilkeden kurulmuştur. Bu dört ilke yaratılmıştır, yaratıcı da Tanrı'dır. Tanrı, bu dört ilkeyi yarattıktan sonra, ayrı ayrı oranlarda birleştirerek varlık türlerinin oluşmasını sağlamıştır. İnsan sevgi yoluyla Tanrı'ya ulaşır, çünkü insanla Tanrı arasında özdeşlik vardır.
More info →
Kur’ân: Ebedî Doğrular “Putlara Ultimatom” (Cilt-I)
Bu kitap, şuursuzca yaşayan, Kitap nedir bilmeden olaylara yaklaşan, Kitab’a imân şuurundan yeterince nasiplenmemiş, etrafında yer verdiği nice sistemlerin, zihniyetlerin ve kişilerin, birer put olabileceğinin idrâkinde olmaksızın nefes alanlara, bir an soluklanıp kendine gelip, yaşadıklarını gözden geçirme, kendini, ruhunu ve inancını sorgulama şansını vermeye vesile olmak ve toplumumuzu Kur’ân şuuruyla yaşama noktasında kafasında, beyninde, ruhunda bir soru işareti bırakmak üzere kâleme alınmıştır…
More info →
Mesnevi (V. Cilt)
Yıldızların nuru olan Şah Hüsameddin, beşinci cildin başlamasını istiyor...
Ey Allah ışığı cömert Hüsameddin, beşeri bulantılardan durulanların üstatlarına üstatsın sen!
More info →
Allah’ın (Tek Tanrı’nın) Varlığının İspatı ve Bazı Ayetlerin Tefsiri
“Yaratılış Neden Tesadüf Eseri Olamaz?”
Sadece 2 örnekle ispatı: )
Örnek-1: Robotu düşünebiliriz. )
Örnek-2: Bilgisayarı düşünebiliriz. )
More info →
Mesnevi (VI. Cilt)
Bu, Mesnevi kitabının ve mânevi delillerin altıncı cildidir. Vehim ve şüphe karanlıklarını aydınlatan, zan ve tereddüt hayallerini gideren bir ışığa benzer. Fakat bu ışığı hayvani duyguyla görmenin imkânı yoktur. Çünkü hayvanlık durağı, aşağılıkların en aşağısıdır ve o duraktakileri, aşağılık âlemin suretini yapsınlar, düzeltsinler diye yaratmışlardır. Onların duygularıyla anlayışlarına, o, çizgiyi aşmasınlar diye bir daire çekmişlerdir.
More info →
Kur’ân: Ebedî Doğrular “Putlara Ultimatom” (Cilt-II)
Bu kitap, şuursuzca yaşayan, Kitap nedir bilmeden olaylara yaklaşan, Kitab’a imân şuurundan yeterince nasiplenmemiş, etrafında yer verdiği nice sistemlerin, zihniyetlerin ve kişilerin, birer put olabileceğinin idrâkinde olmaksızın nefes alanlara, bir an soluklanıp kendine gelip, yaşadıklarını gözden geçirme, kendini, ruhunu ve inancını sorgulama şansını vermeye vesile olmak ve toplumumuzu Kur’ân şuuruyla yaşama noktasında kafasında, beyninde, ruhunda bir soru işareti bırakmak üzere kâleme alınmıştır…
More info →
Ayetler ve Bilim İlişkisi
“Göğü biz çok sağlam bir şekilde bina ettik. Şüphesiz onu genişleten de biziz.” (Zariyat suresi, 47. ayet)
1922 yılında, Edwin Hubble adlı bir bilim adamı, bilim tarihine geçerek yardımcısı ve hiçbir eğitimi olmayan Milton Humason’la birlikte tün galaksilerin dünyadan ve birbirinden uzaklaştığını buldu. Bundan yıllar sonra ise, aynı ismi taşıyan Hubble uzay teleskobu 2000'li yılların başında tüm bunları yapılan gözlemlerle kesin olarak doğruladı ve tayftaki kırmızıya kaymanın galaksilerin uzaklaşmasının bir sonucu olduğunu buldu.
More info →