
Vatan yahut Silistre
Vatan yahut Silistre, Türk edebiyatı'nın batılı anlamda yazılıp oynanan ilk tiyatro yapıtıdır. Namık Kemal tarafından yazılmıştır; yazarın ilk tiyatro piyesidir. Eserin gerçek adı Vatan'dır. Eser yayınlandıktan sonra uygulanan yasaklar ve sansür nedeniyle Silistre adı ile oynanmış ve yayınlanmıştır. Daha sonra da Vatan yahut Silistre adı ile yaygınlaşmış ve bu isimle kabul görmüştür.
Namık Kemal'in Gelibolu'ya devlet memuriyetine gitmeden evvel yazdığı Vatan yahut Silistre, sağlığında sahnelenişini gördüğü tek oyundur. İlk temsili 1 Nisan 1873 tarihinde Gedikpaşa Tiyatrosu'nda Güllü Agop kumpanyası tarafından yapıldı. Eserin sahnelenmesinden sonra izleyicilerin heyecana gelerek başlattıkları gösteri ve olaylar; yazarın tutuklanarak Magusa'ya sürülmesine sebep oldu.
Yeni Turan
Yeni Turan, Halide Edip Adıvar’ın 1912 yılında yayımlanan bir romanıdır.
Türk edebiyatının ilk siyasal/ideolojik romanı kabul edilir[1] II. Meşrutiyet döneminde geçen ütopik bir romandır. "Yeni Turan" adlı idealist bir partinin program ve çalışmaları anlatılır. Yazar, eserinde Türkiye’nin 1930’lu yıllarını tasarlamış ve "adem-i merkeziyet (federasyon)” biçimini savunmuştur. Romanda Türkçülük bilinci vurgulanmış; Türk olmak, kültürel birlik anlayışı ile açıklanmıştır. Romanı yazdığı yıllarda Türk Ocağı’nın çalışmalarına katılan ve Ziya Gökalp ile tanışma fırsatı bulan Halide Edip’in Türkçülük akımı etkisinde yazdığı tek eseridir. Eserde, Ziya Gökalp’in etkisi belirgin biçimde görülür..
Zoraki Tabib
Ahmet Vefik Paşanın Zoraki Tabip adıyla Türk hayatına uyguladığı Le Médecin malgré Lui komedisini Molière 1666`da yazmıştır. Bu komedinin konusu, Ortaçağın çok yayılmış bir fabliyosundan alınmıştır. Köylü Hekim adını taşıyan bu fabliyoda, kocasından yediği dayakların öcünü almak isteyen bir kadının, adamı gayet usta bir hekim diyerek etrafa yayması üzerine hastaların hücumuna uğratması ve adamın çok sıkışık bir duruma düşmesi ve gene kadının öğrettiği bir oyunla bu sıkışık halden kurtulmasıdır: Kadınlar hamamında kibar bir ailenin mücevherlerini bir tarafa saklayan fakir bir kadının, bu çalınma işinde yardım eder diye kocasının adını usta bir bakıcı olarak haber verip adamı meşhur etmesi ve bu meşhur bakıcıya hükümdar hazine dairesinde yapılan bir hırsızlığın tahkik işinin hükümdar tarafından verilmesi üzerine çok sıkışık bir duruma düşmesi ve gene kadının yol göstermesiyle bu işten kurtulmasını anlatan masal istanbul`da söylenip durmaktadır. (Kitabın Girişinden)
Çoban Yıldızı
YESARİ MAHMUT ESAT SERİSİ-1
İlk romanı olan Çoban Yıldızı’nı 1925 yılında yayımlar ve bu tarihten itibaren sadece edebi türler üzerine yoğunlaşır.
Çulluk
YESARİ MAHMUT ESAT SERİSİ-2
Mahmut Yesari bazı romanlarında fabrika işçileri, köy ve köylü, işçilerin olumsuz çalışma şartları, toplumsal adaletsizlikler, yoksulluk gibi farklı konuları ele almıştır. Buna bir örnek olarak yazarın en tanınan romanı olan Çulluk, Türk edebiyatı için son derece önemli bir eserdir. Fabrika işçilerinin, köyün ve köylünün konu edildiği ilk roman olarak edebiyat tarihimize geçmiştir.
Pervin Abla
YESARİ MAHMUT ESAT SERİSİ-3
Mahmut Yesari’nin romanları konu ve tema bakımından iki ana düzlem üzerinde şekillenir. Bunlardan ilki, bireyin iç dünyası ve diğer bireylerle olan ilişkisi, diğeri ise toplumsal meseleler olarak kendini gösterir. Konunun etrafında döndüğü temalar aşk, sevgi, kıskançlık, şüphe vb.dir.
Ak Saçlı Genç Kız
YESARİ MAHMUT ESAT SERİSİ-4
Mahmut Yesari’nin romanları konu ve tema bakımından iki ana düzlem üzerinde şekillenir. Bunlardan ilki, bireyin iç dünyası ve diğer bireylerle olan ilişkisi, diğeri ise toplumsal meseleler olarak kendini gösterir. Konunun etrafında döndüğü temalar aşk, sevgi, kıskançlık, şüphe vb.dir.
Tipi Dindi
YESARİ MAHMUT ESAT SERİSİ-5
Mahmut Yesari’nin romanları konu ve tema bakımından iki ana düzlem üzerinde şekillenir. Bunlardan ilki, bireyin iç dünyası ve diğer bireylerle olan ilişkisi, diğeri ise toplumsal meseleler olarak kendini gösterir. Konunun etrafında döndüğü temalar aşk, sevgi, kıskançlık, şüphe vb.dir.
Ateşten Gömlek
Ateşten Gömlek, Halide Edip Adıvar tarafından, edebiyatımızda Kurtuluş Savaşı üzerine yazılan romanların ilkidir. İzmir’in işgali sırasında kocası ve çocuğu düşman tarafından öldürülen Ayşe, İstanbul’a akrabası Peyami’nin yanına gelir. İkisinin yanına Binbaşı İhsan da katılır ve Anadolu’ ya geçerler, amaçları Kuvayi Milliye’ye hizmet etmektir. Ayşe, eskişehir asker hastanesinde ve polatlı sahra hastanesinde hemşire olarak çalışır. Bu arada hem Peyami hem de Binbaşı İhsan Ayşe’ye aşık olur. Bu aşk her ikisi için de ateşten bir gömleğe dönüşür. İhsan ve Ayşe cephede ölürler, yaralanan Peyami, kafasında kalan bir kurşunla Ankara Cebeci Hastanesinde "ateşten gömlek" ismini verdiği anılarını yazmayı tamamlar ve kafasındaki kurşunun çıkarılması için girdiği ameliyatta ölür.
Kalbimin Suçu
YESARİ MAHMUT ESAT SERİSİ-7
Hayır, kimsenin suçu yok… Bir takım işsizleri bile beslediğim, onlara baktığım için kabahat bende… Çünkü onları işsizliğe alıştırdım, ahlaklarını bozdum…